Kara Bela




"Kara Bela!" diye bağırdığımda, herkes şaşkın bir ifadeyle bana baktı. "Ne oldu canım?" diye sordu annem endişeyle. "Hiçbir şey yok," dedim sakinleştirerek. "Sadece kendi kendime konuşuyordum."
Ancak içimden, "Kara bela başıma!" diye dövünüyordum. Çünkü az önce, en sevdiğim fincanımı kırmıştım. O fincan, bana büyükannemden kalmıştı ve benim için çok değerliydi. Onu her kullandığımda, onunla ilgili güzel anılarımı hatırlardım.
Şimdi ise, paramparça olmuş bir şekilde yerde yatıyordu. Kalbim paramparça olmuştu. "Aman Allah'ım!" dedim. "Ne yapacağım şimdi?"
Annem yanıma geldi ve fincanı elime aldı. "Üzülme canım," dedi. "Bu sadece bir fincan. Onu tamir edebiliriz."
"Ama nasıl?" diye sordum karamsarlıkla.
"Bilmem," dedi annem. "Ama bir yolu vardır mutlaka."
İşte o an, bir fikir geldi aklıma. "Anne," dedim heyecanla. "Benim eski süper yapıştırıcım var. Onu kullanmayı deneyebilir miyiz?"
Annem güldü. "Tabii ki deneyebiliriz," dedi. "En kötü ihtimalle, daha da kötüleşemez."
Fincanı aldık ve süper yapıştırıcıyı parçaların üzerine sürdük. Sonra, parçaları dikkatlice birbirine yapıştırdık.
Birkaç dakika sonra, fincan tekrar bir bütün olmuştu. Dikkatlice inceledim. Kırık neredeydi, anlamak bile zordu. "Vay canına!" dedim. "Harika oldu!"
Annem de bana gülümsedi. "Bak, kara bela değilmiş," dedi. "Sadece küçük bir aksilikti."
Evet, annem haklıydı. Bu sadece küçük bir aksilikti. Fincanımı tamir etmiştik ve artık her şey yoluna girmişti. Bu olay, bana hayatın küçük aksaklıklarla dolu olduğunu ve bunların bizi yıldırmasına izin vermememiz gerektiğini öğretti.
  • Küçük aksilikler hayatın bir parçasıdır.
  • Pes etmeyin, çözüm arayın.
  • Sevilenlerin desteği çok önemlidir.
  • Hayata olumlu bakın, her şey yoluna girecektir.
Bu kara bela, bana değerli bir ders verdi. Bir dahaki sefere bir aksilikle karşılaştığımda, panik yapmayacağım. Sakin kalacağım ve bir çözüm yolu bulacağım. Çünkü biliyorum ki, her kara belanın bir çözümü vardır.